Yönetime geldiğimizde tek bir kişinin bile yetki belgesi yoktu.Aylarca yetki belgesi peşinde koştuk.Çünkü yetki belgesi olmayan bir meslek birliğinin dernekten farkı kalmaz.Meslek birliğinde sadece üye olmak hiçbir anlam ifade etmez.Bir eserinizin,birkaçının ya da tümünün yetkisini SİNEBİR`e bırakmalısınız.Kısacası SİNEBİR yetki belgeleriyle işlevselleşir.Bu,yasal bir zorunluluktur.Bunu biz değil,yasalar dayatmaktadır.Yetki belgelerinin kötüye kullanılmasıda mümkün değildir,olanaksızdır.
Hukuki özne olmamız için tek seçenek yetki belgesidir.Yetki belgesi,hak ve hukuk ülkesine girebilmenin pasaportudur.Nasıl ki pasaport olmadan yurt dışına çıkamıyorsak,yetki belgesi olmadan da olduğumuz yerde kalırız,hak ve hukuk ülkesine giremeyiz.
Bugün itibariyle 152 üyemiz bulunmaktadır.Üyelerimizden ancak 53`ü yetki belgesi vermiş bulunuyor.Bu sayının üye sayısıyla eşitlenmesi gerekmektedir.
Kültür ve Turizm Bakanlığı ile telif hakları konusunda masaya oturacağız ve sözleşme imzalayacağız.Bakanlıktan sonra aynı işlemi TRT ile yapacağız.Daha sonrası içinde yol haritamızı çizdik.Gelişmeleri sizlerle paylaşacağız.Ne varki,alacağımız haklar sadece yetki belgesi verilen eserler için geçerli olmaktadır.Böylesi bir durum yine bizim değil,yasaların göstergesidir.Yetki belgesi vermemiş olan arkadaşlarımız,lütfen bir an önce versinler ki,tarafların karşısına güçlü çıkabilelim.
Eserlerimiz, teliflerimiz ve geleceğimiz için.
Bizler sinema eser sahipliği alanında gördüğü düşleri beyaz perdeye ve beyaz cama aktaran sanatçılarız.
Bizler Türk sineması için değeri parayla, pulla ölçülemeyecek önemde insanlarız. Ne yaptığını, nasıl yaptığını bilen profesyonelleriz. Eserlerimizle toplumun nabzını tutan, toplumun ruhunu yansıtan özel insanlarız.
İster yönetmen, ister senaryo yazarı, ister film müziği yapan besteciler olarak, hangi meslek dalından, hangi dernekten, hangi siyasi görüşten olursak olalım, hava kadar su kadar vazgeçilmez bir değer olan haklarımız ve takibi konusunda, hepimizin birleştiği, birlikte mücadele edeceğimiz tek örgüt meslek birliğimiz SİNEBİR dir.
Sinema sektöründe tüm dünyada meslek birlikleri, eser sahipliği alanında olmazsa olmaz örgütlerdir.
Eserlerimizin mali haklarını akılla, mantıkla, hukukla, ahlakla, izah edilemeyecek şekilde de olsa, bağlantı hak sahibi yapımcılara devretmiş bile olsak, eserlerimizin biricikliği üzerinden toplumla teması yoluyla ortaya çıkan ve hiç kimsenin, hiçbir gücün elimizden alamayacağı, toplumun beğenisinden gelen çok ama çok özel bir hakkımız var: Telif haklarımız.
Telif haklarından iki yıldır elde edilmiş ve bundan sonra üretimlerimizle edilmeye devam edecek olan, yıllar sonra çocuklarımıza bırakacağımız onur kadar, Teliflerden doğan mali kazanımlarımız da var.
Şimdi devletin hazinesinde sahipleri olan bizleri bekleyen on milyonlarca liradan bahsediyoruz.
Cep telefonlarından, televizyonlara kadar her türlü elektronik cihazın satışında kesilen binde 6lık pay sadece ve sadece eser sahipleri, bağlantı hak sahipleri ve komşu hak sahiplerini bekliyor.
Bugün komşumuz Yunanistandaki meslektaşlarımız, toplumlarına iletimden doğan teliflerden on milyonlarca Euronun %55ini alabiliyorlar. Bu öylesine büyük bir gelir ki, oradaki ve tüm dünyadaki meslektaşlarımız geleceklerine güvenle bakabiliyorlar. Oysa biz?
Bizler bugüne kadar örgütlü olamadığımız için geleceğimizi güven altına alacak bu fırsattan hep mahrum kalmıştık. Ama şimdi SİNEBİR içinde örgütlendik ve teliflerden doğan haklarımızı kuruşuna kadar alacağımız bir sistemin içine girdik.
Şimdi geleceğimizi dünyadaki meslektaşlarımız kadar güven altına almamızı sağlayacak, teliflerden doğan haklarımızı elde etmenin, gücümüze güç katmanın, meslek birliğimizi dünya standartlarında bir yapıya kavuşturmanın tam zamanı.
Şimdi sinema alanındaki tüm eser sahiplerinin, eser yetki belgelerini doldurup, telif sisteminin içine girmesinin zamanı.